Matbaanın tarihçesini incelediğimizde çok ilginç bulgulara rastlamaktayız. İnsanoğlu bilginin daha hızlı ve seri iletilmesi açısından bir takım yöntemler araştırmaya devam etmiştir. Bu açıdan önemli bir araç olan matbaa ilk kez uzak doğuda ağaç oyma tekniği kullanılarak MS 593’lerde görülmektedir. İlk basılı gazete ise Pekin’de MS 700 yıllarında hazırlanmıştır. Sonraki dönemlerde ise porselenden tek tek harf kullanılarak yapılan basma tekniği 1040 yılında Çin’de uygulanmıştır. Mısır’da ise 4. yüzyıldan itibaren kumaş üzerine ağaçtan oyulmuş kalıplar ile baskı yapıldığı görülmektedir. 15. yüzyılda ise Avrupa’da hattatlarca hazırlanan harfler hakaklarca tahta kalıplara kazınmaya ve tek tek harfler kullanılarak baskı çalışmaları yapılmaya başlanmıştır.
Modern matbaacılığın ilk adımları ise 1450’de Johannes Gutenberg tarafından atılmıştır. Ortağı olan Fust ile birlikte Almanya’da metal harfler kullanarak basım tekniğini uygulamaya almıştır. Bu yöntemle basılan İncil de tüm Avrupa’ya yazılmıştır.
Türk matbaacılık tarihine bakacak olursak, Osmanlı döneminde İbrahim Müteferrika 1726’da Türk matbaasını kurmuştur. Lale devri olarak bilinen bu dönem Avrupa’da matbaacılığın başlamasından 276 yıl sonrasına isabet etmektedir. Ancak yapılan güncel araştırmalar resmi olarak Osmanlı’ya matbaanın girişi olarak bu tarihi göstermektedir. Zira Gutenberg tarafından kurulan ilk matbaadan 33 yıl sonra Yahudi, Ermeni ve Rumlarca matbaacılık çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Resmi olarak matbaacılık faaliyetlerindeki gecikmenin nedeni olarak da toplumun bu konudaki isteksizliği, okuryazar oranının düşüklüğü, hattatlığın yaygın olarak devam etmesi ve teknik bir takım eksiklikler olarak gösterilmektedir. Birçok tarihçi dinsel tutuculuğu bu listeye dahil etmemektedirler. Bu dönemde basılan ilk kitap Kitab-ı lügat-i vakulu dur. Ancak bu sistem ile ortaya çıkan eserlerin oldukça yüklü maliyetli olması çok fazla eserin basılamamasına neden olmuştur.Osmanlı İmparatorluğu’nun duraklama ve gerileme dönemine girdiği yıllarda ise birçok alanda olduğu gibi matbaacılık alanında da gerileme yaşanmıştır. İmparatorluk matbaacılığa gereken önemi vermemiştir. Bunun yanında sahaflar, esnaflar, ciltçiler de matbaanın gelişmesine ve yayılmasına engel olmuşlardır. Günümüze ise Türk matbaacılığı modern gelişmeler paralelinde ilerlemesini hızla sürdürmektedir. Büyük devlerce üretilmekte olan gelişmeler ve yenilikler yakından izlenip bunun yanında hızla yurdumuzda tatbik edilmeye devam etmektedir.